Yan Yana Gel(e)meyen İki Kelime: Sosyal Bilim
- Ümit Şimşek
- 26 Ara 2024
- 3 dakikada okunur
Türkiye’de sosyal bilimlerin temel sorunu, sosyal ve bilimin düzgün şekilde yan yana gel(e)memesidir. Toplumsal ve bireysel birçok nedeni olabilen bu durumu yazı boyunca akademide sosyal bilimler alanında gözlemlenen profillerle detaylandırmaya çalışacağım. Profilleri bireysel profiller ve grup profilleri olarak ikiye ayırmak gerekmektedir. Çünkü iç içe geçtiği noktalar olsa da bireysel profiller ve grup profillerinin farklı dinamikleri söz konusudur. Yine de bireysel profiller içinde yer alan statü avcılarının grup profillerini dolduran temel kesim olduğunu söylemek yanlış olmaz.
1- Bireysel Profiller
a) Eudaimoniaclar
Aristoteles’ten ödünç aldığım eudaimonia kavramı, kendi kendisi uğruna yapılan, kendi kendine yeten başka bir amaç ve eylem gerektirmeyen iyi yaşam faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Sosyal bilimlerdeki eudaimoniaclar ise, bilimi ön plana alan, dersine girip çıkan, kendisini odasına kilitleyen, kendi kendisine yeteceğine inanan profili temsil etmektedir. Dolayısıyla sosyal bilim değil sadece bilim yapmakta sosyal tarafı bir kenara itmektedirler. Çünkü sosyal tarafın bilimin önündeki en büyük engel olduğunu düşünmektedirler. Türk toplumunda var olan sosyal yanı güçlü kişilerin “derslerinde” başarısız olacağı algısını devam ettirirler. Yönetimlerin bu kişilere karşı bir eylem planına ihtiyaçları yoktur. Çünkü dahil olmaya tenezzül etmeyecekleri için sorun çıkarma potansiyelleri çok düşüktür. Kendi kendilerine kaldıkları ve sosyalleşmedikleri için de işlerin doğrusunu öğrenme imkanlarının zayıf olması yönetimlerin manipülasyon yoluyla bu kişileri kendi yanına çekmesini kolaylaştırır.
b) Statü Avcıları
Statü avcıları için önemli olan statüdür. Temelde akademik hiyerarşide yukarılara çıkmak hedef olmakla birlikte genellikle idari görevlerin peşinden de koşarlar. Olabilecek en hızlı ve en kolay şekilde hiyerarşik basamakları tırmanmak isterler bu sebeple bilim geri planda kalır. Sosyalliği basamakları tırmanmak, hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak kullanırlar. Bunun için yönetimle uyumlu çalışmak, çalışmalarına kıdemli hocaları dahil ederek yazının yayınlanmasını kolaylaştırmak, kendi yayın ve ilerleme ağlarını kurmak ya da var olan ağlara (çetelere ve cemaatlere) dahil olarak yayınların ve ilerlemenin önünü açmak için çaba sarfederler. Yönetimi zorlayıcı insanlar değillerdir. Statü için uyumlu olmayı tercih ettiklerinden yükselme ve ilerlemenin engelleneceğine dair imalarla yönetimin tarafına çekmek kolaydır. Statüleri yükseldikçe yönetime karşı daha sorgulayıcı bir hal alabilirler ancak bu tavırları en başından beri var olmadığı için önemsenme ihtimalleri düşer. Yönetimde olmadıklarında alttan alta yönetimleri eleştirmekle birlikte yönetime geldiklerinde benzer eylemleri yapmaya yatkındırlar.
c) Yorgun Savaşçılar
Bilim ile sosyalliği birbirine yakınlaştıran profillerden biridir. Sistemin düzgün ve doğru işlemesi için sürekli bir çaba halindedirler. Ancak destek çıkanların olmaması ve alanı eudaimoniaclar ve statü avcılarının domine etmesi nedeniyle başarı şansları azalmaktadır. Çabalarının sonuçsuz kalması nedeniyle genellikle yorgun düşer ve eudaimoniaclara katılırlar. Yorgunluğa kadar ki sürede yönetimleri en fazla yoran profildir. Sadece kendi ile ilgili konulara değil diğer konulara da müdahil oldukları için herkesin teyakkuzda olduğu kişilerdir. Sosyalleştikleri ve işin doğrusunu öğrenmeye çalıştıkları için manipüle etmek zordur. Yönetimlerin temel stratejisi yorgun düşürmeye çalışmaktır. Yorgun düştükten sonra uysallaşırlar yine de kendileri ile ilgili konularda hassas olacaklarından o konularda savaşçı özelliklerini ortaya çıkaran hamlelerden kaçınılmalıdır.
d) Ağ Cambazları
Bilim ile sosyalliği yakınlaştıran profillerden biridir. Statü avcılarının ve eudaimoniacların bir karşımıdır. Ağ cambazlarının hedefi, kendileri için belirledikleri niteliksel hedefi gerçekleştirmektir. Bu nedenle, kendilerini geliştirmeye özen gösterirler bu sayede en yüksek bilim yapma ihtimaline sahip kişilerdir. Yüz yüze sosyalliği kenara iterler çünkü kendi topluluklarının, toplumlarının yapmak istedikleri bilim yapma seviyesinde olduğuna inanmazlar. Bu yanlarıyla eudaimoniaclara benzerler. Niteliksel hedefleri alanda belirli sıralamalara girmek olduğu için statü avcılarının gelişmiş versiyonlarıdır. Belirledikleri niteliksel hedefe kendilerini ulaştıracak ağları bulmaya ve o ağlara dahil olmaya çaba sarfederler. Ağa dahil olabilmek adına kendini o ağa dahil edebilecek kişileri çalışmalarına -neredeyse çabasız şekilde- dahil ederler. Dönem dönem niteliksel hedefleri değiştiği için ağ arama çabaları tek başına yayın yapma olanaklarını daraltır. Yönetimsel açıdan onları statü avcıları gibi statü ile yönlendirebilmek mümkün değildir, ancak genelde yönetimle ilişkileri eudaimoniaclar gibidir. Çok fazla sorun çıkarmazlar. Çıkarsalar da savaşçı değillerdir.
2- Grup Profilleri
a) Çeteler
Akademik statülerini yükseltmek için bir araya gelen kişilerden oluşurlar. Genellikle yüz yüze tanışan kişilerin oluşturduğu bir topluluktur. Bir dergi üzerinden ya da yayınlar üzerinden birbirlerini desteklerler. Bir düzen kurdukları ve bu düzenin işlediğini bildikleri için düzenlerini değiştirmekle çok ilgilenmezler. Düzen çökene kadar bir arada hareket ederler.
b) Cemaatler
Dünya görüşü, ideoloji vb. nedenlerle bir arada olduklarını ve birlikte hareket etmeleri gerektiğini düşünen kişilerdir. Yüz yüze gelmelerine gerek yoktur aynı ağın içinde olmaları, birbirlerini desteklemek için yeterlidir. Akademik statü ile ilgili eylemlerde bir araya gelebilmekle birlikte esas amaçları yönetsel statüleri elde etmek ve yönetimde yükselmektir. Yönetimi kendi ağlarının içerisindeki kişilerden kurmaya özen gösterirler. Ağ dışındaki kişileri, o kişiler özellikle başka ağların içinde ise manipüle etmek ve sindirmek için özel çaba sarfederler.
Commentaires